15 Şubat 2012 Çarşamba

CEVAPLARA DOĞRU YÜRÜMEK


Herkes bir gün sorar kendine:''Ben kötü biri miyim?'' bu sorunun cevabı kimin nazarındaki cevabı aradığına bağlı.
Eğer bana soruyorsan bu soruyu, bana yapmış olduğun bir kötülük hatırlamıyorum. Benim için iyisin. Ama kendine yapmış olduğun kötülüklerden bir kaçını biliyorum. Ama sen gece gündüz, ''Söyle!'',''Söyle!'' diye yalvarsan da asla bunları sana söylemeye cesaret edemem. Onun için, sen zaman zaman kendine yapmış olduğun kötülüklerin farkına varacaksın.
Eğer bana ''Cesaret et o zaman'' diyorsan; ben de derim ki: Bazılarının telafisi için samimi bir pişmanlık ve ardından içten bir dua yetecek. Bazıları için hiç bir şey gerekmeyecek. Unutup gideceksin.
Eğer bana ''Anlamadım.'' diye hala ısrar ediyorsan;ben de derim ki: Hiç kusura bakma. Söyleyemem. Yapamam. Bahsettiğim doğrular, tesiri çok yüksek olan şeyler. Onları anlatmak için muhteşem bir belagata sahip olmak gerekir. Bende bu yok!
Eğer bana hala ''Anlamadım'' diye ısrar ediyorsan; ben de derim ki:
...

Cevapları şimdi arama.
Şu anda cevaplar sana verilemez,
Çünkü sen henüz onlarla yaşayamazsın.
Bu her şeyi yaşama meselesidir.
Şu anda senin,
Soruyu yaşaman gerekiyor.
Belki daha ilerde,
Farkına bile varmadan,
Günün birinde kendini
Cevabını yaşarken bulacaksın.
(Murathan MUNGAN)

              Yaşadığın soruların cevabını bir gün kendin bulacaksın. Ben anlatamam sana. Çünkü benim anlatmam cevabı değersizleştirecek. Aldırmayacaksın. Bir kulağından girip bir kulağından çıkacak. Tesiri kaybolacak. Onun için cevabı bulacağın günü beklemelisin ve cevaba doğru var gücünle koşmalısın. Hatta gücünün tükeneceği zamanlar olacaktır. Nefesinin kesildiği zamanlar, umudunun tükendiği. Ama adım atmaktan vazgeçersen, cevabına ulaşamayacaksın.
Eğer bana ''Hangi konudan bile bahsettiğini bilmiyorken, cevaba nasıl ulaşacağım?'' dersen; Ben de derim ki: Hayatın her anı zihnimizin karanlıklarına kötü niyetli insanlar tarafından yerleştirilmiş zihin kirletici soruların cevaplarını görmekle geçiyor. Mesele arayış içinde olabilmek. Mesele, etrafa bakmasını bilmek. Mesele gözlerimizin önüne çektiğimiz perdeleri kaldırmak. Mesele özüne inmeye çalışmak. Kendi özüne. Yaradılışına. Nedenlerini belirlemek mesele. Geleceğinden emin olduğun o günü, unutmamaktır mesele. Mesele yeri ve göğü kavrayabilmektir. Mesele sevgiye ulaşabilmektir. Anlık mutluluklar değildir mesele.
Eğer bana ''Ya ulaşamıyorsam?'' dersen; ben de derim ki:
Ulaşamıyorsam diye bir şey yok. Gerekli olan kurtuluş kaynağına ulaşabilme gücü, insanın yaradılışından yani fıtratından gelen bir şeydir. Ulaşamıyorumcular ,yapamıyorumcular kendini kandırır ancak. Mesele kendini kandırmama meselesi. Mesele farkında olduklarını kendine itiraf edebilme meselesi. Mesele eğer huzuru bulma meselesiyse;kestirmeden gittiğinde yaşadığın mutluluk değildir huzur. Mesele, uzun yollardan gitmektir huzura. Kimi zaman yokuş çıkarken yorulduğun, kimi zaman düşüp dizini kanattığın, yaralandığın, eline ayağına dikenlerin battığı engebeli yollardan ulaşmaktır mutluluğa. Gerçek huzuru ancak böyle bulur insan. Mesele savaştığın şeyin kutsallığının farkında olmaktır. Acısı olsa bile, derincene oflar çektirse bile, huzurun içinden çıkmamasına budur sebep. Farkındalıktır önemli olan.Farkında olmayı başarabilmek gerek.
Başarmak istiyorsan eğer bilmen gerekir ki savaşı kazanmak için hep saldırmak gerekmez, komutanın dehası durması gerektiği yeri bilmesiyle olur. Durman gereken yeri bilmektir mesele. Hep saldırmak değil. Sen hep saldırdın. Savaşta verdiğin saçma kararlarla aldığın yaraları da savaşın büyüklüğüne bağladın. Yani mesele ufak şeylere büyük bahaneler üretmek değil. Mesele büyük savaşları kazanabilecek küçük yani mütevâzi komutan olabilmekte. Mesele ''Senden büyük Allah var'' deyişini unutmamaktır. Mesele dayanacak bir duvarın olmadığında ebediyen yıkılmayacak olana dayanmayı bilmektir. Mesele karanlıktan korkmak değil. Mesele mum yandığı zaman karanlığın sana göstereceklerinde. Mesele benim çok büyük bir derdim var demek değil. Derdine dönüp benim çok büyük bir Rabbim var diyebilmek.
Yeryüzünün bütün dertlerine dönüp haykırıyorum şimdi: Benim çok büyük bir Rabbim var. İşte bu büyüklüğü ilk önce kendimize itiraf edebilirsek, “Ben kötü biri miyim?” sorusunun cevabını doğru mercide aramış olursunuz.
Cevaplarınızı doğru mercide aramanız ve en doğruya ulaşmanız dileğiyle…


TAAB-I DİMAĞÎ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder