Herkes bir gün sorar
kendine:''Ben kötü biri miyim?'' bu sorunun cevabı kimin nazarındaki cevabı
aradığına bağlı.
Eğer bana soruyorsan bu soruyu,
bana yapmış olduğun bir kötülük hatırlamıyorum. Benim için iyisin. Ama kendine
yapmış olduğun kötülüklerden bir kaçını biliyorum. Ama sen gece gündüz,
''Söyle!'',''Söyle!'' diye yalvarsan da asla bunları sana söylemeye cesaret
edemem. Onun için, sen zaman zaman kendine yapmış olduğun kötülüklerin farkına
varacaksın.
Eğer bana ''Cesaret et o zaman''
diyorsan; ben de derim ki: Bazılarının telafisi için samimi bir pişmanlık ve
ardından içten bir dua yetecek. Bazıları için hiç bir şey gerekmeyecek. Unutup
gideceksin.
Eğer bana ''Anlamadım.'' diye
hala ısrar ediyorsan;ben de derim ki: Hiç kusura bakma. Söyleyemem. Yapamam.
Bahsettiğim doğrular, tesiri çok yüksek olan şeyler. Onları anlatmak için
muhteşem bir belagata sahip olmak gerekir. Bende bu yok!
Eğer bana hala ''Anlamadım'' diye
ısrar ediyorsan; ben de derim ki:
...
Cevapları şimdi arama.
Şu anda cevaplar sana verilemez,
Çünkü sen henüz onlarla yaşayamazsın.
Bu her şeyi yaşama meselesidir.
Şu anda senin,
Soruyu yaşaman gerekiyor.
Belki daha ilerde,
Farkına bile varmadan,
Günün birinde kendini
Cevabını yaşarken bulacaksın.
(Murathan MUNGAN)
Yaşadığın soruların cevabını bir gün kendin bulacaksın. Ben
anlatamam sana. Çünkü benim anlatmam cevabı değersizleştirecek.
Aldırmayacaksın. Bir kulağından girip bir kulağından çıkacak. Tesiri
kaybolacak. Onun için cevabı bulacağın günü beklemelisin ve cevaba doğru var
gücünle koşmalısın. Hatta gücünün tükeneceği zamanlar olacaktır. Nefesinin
kesildiği zamanlar, umudunun tükendiği. Ama adım atmaktan vazgeçersen, cevabına
ulaşamayacaksın.
Eğer bana ''Hangi konudan bile
bahsettiğini bilmiyorken, cevaba nasıl ulaşacağım?'' dersen; Ben de derim ki:
Hayatın her anı zihnimizin karanlıklarına kötü niyetli insanlar tarafından
yerleştirilmiş zihin kirletici soruların cevaplarını görmekle geçiyor. Mesele
arayış içinde olabilmek. Mesele, etrafa bakmasını bilmek. Mesele gözlerimizin
önüne çektiğimiz perdeleri kaldırmak. Mesele özüne inmeye çalışmak. Kendi
özüne. Yaradılışına. Nedenlerini belirlemek mesele. Geleceğinden emin olduğun o
günü, unutmamaktır mesele. Mesele yeri ve göğü kavrayabilmektir. Mesele sevgiye
ulaşabilmektir. Anlık mutluluklar değildir mesele.
Eğer bana ''Ya ulaşamıyorsam?''
dersen; ben de derim ki:
Ulaşamıyorsam diye bir şey yok. Gerekli olan kurtuluş
kaynağına ulaşabilme gücü, insanın yaradılışından yani fıtratından gelen bir
şeydir. Ulaşamıyorumcular ,yapamıyorumcular kendini kandırır ancak. Mesele
kendini kandırmama meselesi. Mesele farkında olduklarını kendine itiraf
edebilme meselesi. Mesele eğer huzuru bulma meselesiyse;kestirmeden gittiğinde
yaşadığın mutluluk değildir huzur. Mesele, uzun yollardan gitmektir huzura.
Kimi zaman yokuş çıkarken yorulduğun, kimi zaman düşüp dizini kanattığın,
yaralandığın, eline ayağına dikenlerin battığı engebeli yollardan ulaşmaktır
mutluluğa. Gerçek huzuru ancak böyle bulur insan. Mesele savaştığın şeyin
kutsallığının farkında olmaktır. Acısı olsa bile, derincene oflar çektirse
bile, huzurun içinden çıkmamasına budur sebep. Farkındalıktır önemli
olan.Farkında olmayı başarabilmek gerek.
Başarmak istiyorsan eğer bilmen gerekir
ki savaşı kazanmak için hep saldırmak gerekmez, komutanın dehası durması
gerektiği yeri bilmesiyle olur. Durman gereken yeri bilmektir mesele. Hep
saldırmak değil. Sen hep saldırdın. Savaşta verdiğin saçma kararlarla aldığın
yaraları da savaşın büyüklüğüne bağladın. Yani mesele ufak şeylere büyük
bahaneler üretmek değil. Mesele büyük savaşları kazanabilecek küçük yani
mütevâzi komutan olabilmekte. Mesele ''Senden büyük Allah var'' deyişini
unutmamaktır. Mesele dayanacak bir duvarın olmadığında ebediyen yıkılmayacak
olana dayanmayı bilmektir. Mesele karanlıktan korkmak değil. Mesele mum yandığı
zaman karanlığın sana göstereceklerinde. Mesele benim çok büyük bir derdim var
demek değil. Derdine dönüp benim çok büyük bir Rabbim var diyebilmek.
Yeryüzünün bütün dertlerine dönüp
haykırıyorum şimdi: Benim çok büyük bir Rabbim var. İşte bu büyüklüğü ilk önce
kendimize itiraf edebilirsek, “Ben kötü biri miyim?” sorusunun cevabını doğru
mercide aramış olursunuz.
Cevaplarınızı doğru mercide
aramanız ve en doğruya ulaşmanız dileğiyle…
TAAB-I DİMAĞÎ
TAAB-I DİMAĞÎ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder