15 Şubat 2012 Çarşamba

HACC

Kâbe’nin siyah örtüsü, ona yapışmış insanları ve bir beyaz güvercini içeren -Hasan Aycın tarafından hazırlanan- kapağa sahip olan, Ali Şeriati’nin üç hacc ve bir umre sonucunda kaleme aldığı Hacc adlı eseri, Farsça’ya ve Türkçe’ye hâkim olduğunu kitabı okurken fark ettiğimiz Mustafa Çoban tarafından tercüme edilerek Özgün Yayınları tarafından basıldı…

Abdullah Yıldız Hoca “Namaz:Bir Tevhid Eylemi” adlı kitabıyla ilmihal bilgisi dışına çıkarak namazın içinde barındırdığı fonksiyonu/manasını vurgulayarak, namazın yatıp kalkmaktan ibaret bir ibadet olmadığını tam tersine bir tevhid eylemi olduğunu bu kitapta belirtmiştir.


Abdullah Hoca’nın namaz için yaptığı bu vurgunun aynısını Ali Şeriati’nin Hacc adlı esrinde hacc için görüyoruz. Ali Şeriati bu kitabında hacc kelimesinin, ibadetinin ve bu ibadetlerin farziyeti olan Niyet, Mikat’ta Namaz, Muharremat, Kâbe, Tavaf, Hacer’ul-Esvaed ve Biat, Makam-ı İbrahim, Sa’y, Arafat, Meş’ar, Mina, Şeytan Taşlama ve Savaş, Kurban ve Bayram kavramlarının barındırdığı fonksiyonları da açıklıyor. Hacca ve ya umreye gitmek isteyenlerin gitmeden önce ve gidip geldikten sonra “Hacc” ı okumaları gerektiği kanaatindeyim. Şeriati kitabı “Hacc’dan daha büyüktür: Şehadet” adlı bölümle bitirtiyor. Rabbimden isteğim diğer ibadetlerinde ilmihal bilgisi dışında barındırdığı fonksiyonları açıklayan kitapların kaleme alınmasıdır…


Kitaptan Bazı Notlar:
“Kur’an’ı yok edemediler ve onu kapattırdılar “kitab” ı “mukaddes bir şey” haline dönüştürdüler. Onu yeniden bir “kitap” yapalım, “okunan bir kitap” ! Kur’an zaten “okunan kitap” tır.” (sf:12)


“Hacc amellerdeki formel kalıplara gösterilen titizliğin, vesveseciliğin, kılı kırk yarmanın, fanatizmin binde biri kadar olsa bir mana ve muhteva anlayışı sergileye bilseydi! O zaman Hacc her yıl, gerçek bir eğitim kursu haline gelebilirdi.” (sf:17)


“Hacc, müteşebih bir harekettir.” (sf:19)


“İsmaillerin fidyesini bizzat İbrahim’im İlahı ödeyecektir. Çekinme, öldürmüyorsun, İsmail’ini yitirmiyorsun. Maksat şu; iman yolunda kendi İsmail’ini, bizzat kendi ellerinle boğazlama noktasına kadar ileri gitmen…” (sf:67)


“Hacc, Kâbe’ye gitmek değil, Kâbe’den gitmektir…” (sf:67)


“İhtişam, bakışında olmalı, baktığın şeyde değil” (sf:94)



Katre-i Kulûb

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder