İnsanoğlu var olduğu
andan itibaren yani Âdem (a.s.) yaratıldığından beri karşıt fikirlerin ve bunun
yansıması olan davranışların mücadelesi de var olagelmiştir. İyilik ve kötülük
yani Habil ile Kabil, iman ve küfr yani Musa (as) ve Firavun bu mücadelenin
birer savaşçısı olmuşlardır.
Hak dinde ve bozulmalara rağmen batıl dinlerde de bu mücadelenin varlığından bahsedilmiştir. "Allah, ona (şeytana) lânet etti. Ve (şeytan) şöyle dedi: "Ben mutlaka, Senin kullarından belli bir nasip edineceğim. Ve onları mutlaka dalâlette bırakacağım. Ve onları, mutlaka emaniyyeye (kuruntuya) düşüreceğim ve mutlaka onlara emredeceğim. Böylece onlar, mutlaka davarların kulaklarını kesecekler ve onlara emredeceğim, öyle ki mutlaka, Allah'ın yarattığını değiştirecekler. Ve kim, Allah'tan başka, şeytanı dost edinirse artık o, apaçık bir hüsranla hüsrana uğramıştır."(Nisa suresi; 118-119) Allah’ın Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) tarafından gönderilen hak din İslam bu mücadelenin varlığından bu ve benzeri ayetlerde böyle bahsetmiştir.. İnsanoğlunun mahşer günü iman edenler ve küfr edenler olarak ayrılacağı da Kur’an-ı Kerim’de haber verilmektedir.
Bizler, Müslümanlar olarak inanıyoruz ki MAHŞER GÜNÜ Allah Müslümanları kâfirlerden ayıracak ve Müslümanlara rahmet edecek, kâfirlere ise rahmet etmeyecek/azap edecek. Allah’ın mahşer günü kâfirlere rahmet etmeyeceğini nerden mi biliyoruz? "Şüphesiz, inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, onlar dünya dolusu altın fidye etseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem verici bir azap vardır. Onların hiç bir yardımcıları da yoktur."(Al-i İmran suresi; 91) ayetinden biliyoruz. Peki İman edenlere ALLAH’ın mahşer günü rahmet edeceği nerden mi biliyoruz? "Allah, müminlerden, canlarını ve mallarını, kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır: Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler. Bu, hem Tevrat'ta ,hem İncil'de hem de Kur'ân'da Allah'ın kendi üzerine yüklendiği bir ahittir. Allah'dan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır? O halde yaptığınız alışveriş ahdinden dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur." (Tevbe suresi; 111) ayetinden biliyoruz.
Evet, Müslüman kardeşlerim müminler kâfirlerden farklıdırlar, ALLAH müminleri sever kâfirleri sevmez O Müslümanlara rahmet edecek kâfirlere ise etmeyecek, müminleri cennete kafirleri ise cehennemine koyacak.Ancak şunları bilmemiz gerekir ki kâfirlerde bizler gibi Âdem(as) ve Havva’nın soyundandır. Onlar da bizler gibi yer içer aynı havayı solurlar. Onları da ALLAH YARATTI. Birçok yönden -yaratılış yönünden ve dünyada tanınan avantajlar bakımından- kâfirlerle eşit haklara sahip olmamıza rağmen Allah niçin onları cehennemine bizleri cennetine koyacak?
İki insan arasındaki bu hayati fark bizim isimlerimizin Ahmet, Mehmet, Hüseyin, Oğuzhan; onlarınkinin ise George, Billy veya Smith olmasından kaynaklanmıyor veya Allah bizi –Müslümanları- Müslüman bir aileden doğduğumuz için veya anne babamızın yapmış olduğu salih ameller yüzünden, bize tolerans geçip cennetine koymayacak. Ya, peki niçin koyacak? Bizlerin kendisine ne derece itaatkâr olup olmadığımıza, belirlemiş olduğu sınırları çiğneyip çiğnemediğimize ve yapın dediklerini yapıp yapmadığımıza bakarak bizleri cennetine mi yoksa cehennemine koyacağını belirleyecek.
Bu yüzden biz Müslümanların Allah’a tam teslim olup Resulullah’ın ve sahabelerin yaşadığı İslamı yaşamaya çalışmamız gerekir. Ve bunun ilk aşaması olarakta Kur’an-ı boğazlarımızdan aşağıya ndirip kalbimize tesir etmesini sağlamamız gerekir. Ki böylece Allah’a teslim olmuş oluruz. Şunu unutmayın ki; ALLAH’ın bize rahmet etmesi için teslim olmamız gerekir. Nisa suresi 136. "Ey iman edenler Allah’ın gönderdiğine iman ediniz"
Ayeti kerimesinde ki
iman edenler olara iman etmemiz gerekir.İnşaallah gerçekten iman eden müminlerden oluruz…Esselamu Aleyküm…
Oğuzhan KANLI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder